Çocuklarımın okulunda, yılın son günlerinde bir yılbaşı partisi düzenleniyor. Partinin yapılacağı gün okula serbest kıyafetle gidiyorlar. Pasta-börek yiyorlar, dans edip, eğleniyorlar. Yeni yılın gelişini kutluyorlar.
Parti yaklaşırken, kızım partide 'modelli bir şey' giymek istediğini söyledi bana. Geçenlerde Jasmine Court Otel'de düzenlenen Model konserine gitmiştik, orada bir kız varmış, şortunun üstüne pullu bir bluz giymiş, çok modelliymiş, o da artık modelli giyinmek istiyormuş, tatlı tatlı anlattı durdu. Birkaç günlük uğraştan sonra ne giyeceğine karar verdi nihayet. Bu kez 'uzun çizme' krizi baş gösterdi, onun çizmesinin boyu kısaymış ve o uzun çizme giymek istiyormuş. Ona da peki, 'alalım sana bir uzun çizme' dedik.
Bir de abimiz var tabi. Onun giyimle kuşamla pek işi olmaz. Ailemizin en tutumlu ferdi olduğu için şunu alalım, bunu istiyorum gibi istekleri de pek olmaz. (Bu genlerini tamamen amcasından almış.) Hatta bazen ona aldığımız şeylerin fiyatını sorar, 'çok pahalıymış, buna o kadar para mı verdin anne' diye çıkışır bana. Her neyse, sonuçta bir yılbaşı alışverişi sözkonusuysa ona da sorulacak 'almak istediğin birşey var mı?' diye.
'Hayatım sen bir şey ister misin?' dedim.
'Hayatım sen bir şey ister misin?' dedim.
'Evet anne CTR 360 istiyorum' dedi.
Efendimmmm???
Oğlum kırk yılın başı bizden birşey istiyor ve de ben onun ne olduğunu bilmiyorum. (Allah'ım bu çocuk benim bilmediğim şeyleri bilmeye başladı, demek ki büyüyor.) Kapladı mı içimi bir hüzün, kaldım mı öylece. Biraz daha ayrıntı isteyince, CTR 360'ın hiç top oynamasını bilmeyen biri bile ayağına giydiği zaman iç kısmındaki parça ile topu yumuşatarak, burnundaki parçayla da çok güzel orta atmasını sağlayan bir krampon olduğunu öğrendim. Ayrıca oğlumun 20 kişilik sınıfında 5 kişi de bu krampondan varmış, en önemli detay ise kramponlar %50 indirime girmiş. (Yok, yok, bu çocuk benim az önce idrak ettiğimden daha fazla büyümüş, kocaman adam olmuş besbelli.)
Okul çıkışı onları aldık, birinin çizmesini, diğerinin kramponunu aldık, evimize geldik. Ertesi gün giyeceklerini hazırlayıp bir kenara koydular. Kokoş kızıma inat oğlum Fenerbahçe maçına gider gibi giyinmeyi tercih etti. Kıyafetlerin yanına ayakkabılar da kondu. Benim ortaokul yıllarımda da Converse furyası vardı, hiç unutmam benimkiler siyah ve boğazlıydı, çocuklarımın heyecanını görünce o zamanlar geldi aklıma. Bir mutluluk bir heyecanla uykuya daldılar o gece.
Onlar uyuduktan sonra, ne zaman büyüdü bunlar diye düşündüm. Kucağımda küçük birer bebekti ikisi de. Evet hâlâ küçükler, ilkokula gidiyorlar henüz ama yine de büyükler. Arkadaşlarıyla geçirdikleri zaman bizimle geçirdikleri zamandan daha kıymetli olmaya başladı, biri modayı takip ediyor, diğeri indirimleri. Biri süslü, diğeri fanatik. Evet doğru, bazen çok özlüyorum bebekliklerini. Kucağıma alıp mis mis kokladığım o günlerini. Ama büyüdüklerini görmek de ayrı bir güzelmiş. Ayrı bir mutlulukmuş. Şükürler olsun diyor, yılbaşı partisi yazısını daha fazla dramatik hale getirmeden noktayı koyuyorum.
çok güzel daha çok yazı bekliyoruz.
YanıtlaSil